Mikro-Influencer İş Birlikleri Yapmadan Önce Bilmeniz Gerekenler

Bir zamanlar, bir ürünü almadan önce yalnızca çevremizdeki insanlara danışırdık. Fikrine güvendiklerimiz, tanıdığımız insanlardan oluşuyordu. Ancak bugün sorularımızın yönünü sosyal medyaya çevirmiş durumdayız. Satın alımlardan önce internette geziniyor ve influencer’ları takip ediyoruz. Milenyum çocuklarının %47’si, satın almadan önce ürün hakkında geri bildirim almak için sosyal medyaya göz atıyor ve karar veriyor. Karar vermede etkili olan sosyal medya hesapları ise her zaman bir markanın hesabı olmuyor. Marka profillerinin yanı sıra influencer profilleri de ziyaret ediliyor. %40’a yakın Twitter kullanıcısı, satın alma kararlarının Influencer Marketing sonucunda verdiklerini söylüyor. Üstelik bu veri, Instagram gibi kişiselleştirilmiş bir platformun etkileri hesaba katılmadan açıklanıyor. Çünkü Instagram gibi platformları günlük hayatta herkes kullanıyor ve takip edilen bir reklam içeriği yayınlamasa bile kişileri etkiliyor. Bu tablonun sonucunda ise markalar influencer’lar ile iş birliği yaparak satışlarını artırmak ve hızlı sonuçlar almak istiyor. Ancak, kabul etmek gerekir ki, influencer’larla çalışmak oldukça maliyetli. Örneğin, Instagram’da oldukça aktif olan ve ara ara reklam içerikleri yayınlayan Kylie Jenner’ın bir gönderi için 400.000 dolar aldığı biliniyor. İyi haber ise, start-up projelerin veya küçük ölçekli işletmelerin de maliyetlerine zarar vermeden influencer marketing’ten yararlanabilecek olmaları. Mikro-influencer’lar bu noktada devreye giriyor. Mikro-influencer’lar, sosyal medya kullanıcılarından oluşuyor. Ancak, şöhretli insanlardan, uzmanlardan, halka mal olmuş herhangi birinden daha farklılar. Mikro-influencer’lar bu kişilere göre daha mütevazı bir takipçi kitlesine sahip fakat kitleleriyle dikkate değer etkileşimler alabiliyor. Bu noktada takipçi sayısının en önemli konu olduğunu düşünüyorsanız, belirtmekte fayda var; yapılan bir araştırmaya göre takipçi sayısı arttıkça etkileşimin azaldığı görülüyor. Diğer bir araştırma ise, mikro-influencer’ların herhangi bir sosyal medya kullanıcına göre takipçilerinden 22,2 kat daha fazla dönüşüm aldıkları gibi, takipçilerini yeni bir ürün almak ya da denemek konusunda daha fazla cesaretlendiriyor. Bir mikro-influencer ile çalışmak, daha şeffaf iletişim kurmanızı sağlayarak, daha sadık bir kitle edinmenize yardımcı olabilir. Bir mikro-influencer ile çalışmadan önce kendinize şu sorulara sormaya dikkat edin: 1- Amaçlarınız neler? Doğru mikro-influencer’ı bulmadan önce, amaçlarınıza karar verin. Örneğin, ürününüzün potansiyel satışlarını mı arttırmak istiyorsunuz? Öyleyse, sosyal medya hesabında bol miktarda çekilişe, yarışmalara yer veren, özel etkinliklere girişi olan veya takipçilerini bir ürünün deneme süresi için kayıt olmaya yönlendiren kişileri tercih edin. 2- Mikro-influecer’ı kimler takip ediyor? Bir mikro-influencer ile çalışmadan önce, onu kimlerin takip ettiğine bakın. Influencer’ın size kazandırdığı etkileşim hedef kitlenize ait olmalıdır. Takipçilerin çoğunun erkek ya da kadın oluşu, nerede yaşadıkları ya da takipçilerin genellikle hangi gönderileri beğendiği gibi noktalara dikkat edebilirsiniz. 3- Mikro-influencer hali hazırda sizin hayranınız mı? Siz onlarla çalışmadan önce, sizin ürün veya hizmetinizin hayranı olan biriyle çalışmanın birçok avantajı vardır. Daha önceden hakkınızda gönderi paylaştıkları için, iş birliğiniz daha doğal görünecektir. Ayrıca, sizden övgüyle bahseden mikro-influencer’lar, muhtemelen daha düşük ücretler ile anlaşma teklif edecektir. Hatta bazıları, ücretsiz olarak hakkınızda içerik yayınlamak da isteyebilir. Bu noktada marka olarak blogları iyi araştırmalısınız. Google sıralamasında iyi kalitede içerik üreten ilk 3 blog, ihtiyacınız olan niş kitleye hitap eden influencer’lar olabilir. 4- Mikro-influencer nasıl etkileşim alıyor? Beğenmek, yorum yapmak, paylaşmak gibi etkileşim çeşitlerinden hangisi influencer’ın kitlesine hitap ediyor? Kimi influencer’ların kitlesi beğeniyi yeterli bulurken, kimin takipçi kitlesi daha çok yorum yapmayı seviyor. Elbette bu, influencer’ın iletişimine bağlı. Markaların, çoğunlukla paylaşım ve yorum sayısına dikkat etmesi önerilir, çünkü bu etkileşim çeşitleri kitlenin efor sarf etmesini gerekir. Birçok insan, içerikte onları zorlayan bir unsur olmadan harekete geçmek istemez. 5- Mikro-influencer rakiplerle çalışıyor mu? Eğer siz influencer marketing’in gücünden yararlanmak istiyorsanız, rakipleriniz de istemiş olabilir ve sizin bulduğunuz mikro-influencer’ı keşfetmiş olabilir. Çalışmayı düşündüğünüz mikro-influencer’ın gönderilerini dikkatle inceleyin ve rakipleriniz hakkında doğrudan ya da dolaylı bir içerik paylaşımı yapıp yapmadığını kontrol edin. Eğer rakipleriniz hakkında bir içerik varsa, mutlaka takipçiler tarafından nasıl karşılandığını anlamak için yorumlara göz atın. Yorumlar arasında sizin ürününüzden bahsedilmiş olabilir ve yapacağınız sosyal medya kampanyasını şekillendirecek fikirler verebilir. 6- Mikro-influencer nasıl içerikler üretiyor? Mikro-influencer’lar her şeyden önce, kendi markalarını oluştururlar. Ürettikleri her içerik, kendi marka kimliklerinin bir parçasıdır. İş birliğiniz sonucunda ortaya çıkan içerik, influencer’ın tarzından bağımsız olmamalıdır. Eğer influencer’ın kendi markasıyla uyuşmayan bir içerik yaratırsanız, takipçi kitlesi bunu fark edecek ve tepki gösterecektir. 7- Mikro-influencer hangi platformları kullanıyor? Mikro-influencer’ların %80’i, içerik üretmek için Instagram’ı tercih etse de, bazıları her platform için farklı içerikler üretir. Hatta bazıları geleneksel medya da bile yer alır. Bir influencer ne kadar çok platformda varsa, markanız için o kadar ses getirecek ve iyi olacaktır.